Haber7
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Lideri Aydın da, İstanbul’da yaşanacak olası depremin savaşın etkisi kadar yıkıma yol açacağını belirterek, bunun Türkiye’nin beka sorunu olduğunu sözlerine ekledi.
Başkan Aydın konuyla ilgili olarak şöyle konuştu;
Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sarsıntılarla ilk kez karşılaşmıyoruz. Depremden çok çektik. Yüzyılın son afeti olarak Kahramanmaraş’ta arka arkaya 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem yaşadık. Ukrayna-Rusya savaşında sivil kayıp 1 yılda 10 bini bulmadı. 40 binden fazla depremde acı kayıplar verdik. Türkiye’nin hemen hemen her coğrafyada deprem oluşumunda hızla yer alan bir ülke olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu bilinçle yaşamamız gerektiğini yıllardır biliyoruz. Defalarca söylenmesine ve onlarca çalıştay yapılmasına rağmen tedbir noktasında herhangi bir aksiyon alamadık.
HÜKÜMET SORUNU YÖNETİLDİ
Son Kahramanmaraş depreminde TOKİ’nin yaptığı binaların yıkılmadığını gördük. Demek ki devletimiz bu konuda gerekli tedbirleri almış ve süreci hatasız yürüterek sağlam yapılar ortaya çıkarmıştır. Yani bu açık işi gerçek yaparsanız deprem öldürmez, işi gerçek yapmazsanız bina öldürür diyoruz ama aslında bina da öldürmüyor. İşini eksik yapmayan, hata yapmayan, çalan, döven zihniyet öldürüyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM İSTANBUL’DA YÜZDE BÜYÜK BİR DURUM
İstanbul Türkiye’nin kalbidir. 2023 yılına 7,5 milyar dolarlık kümülatif ihracatla başlayan bir şehir. Kocaeli’nin, Bursa’nın, İzmir’in, Gaziantep’in, Ankara’nın en yakın takipçilerini toplasanız İstanbul kadar ihracat rakamlarına ulaşamazlar. Sanayi şirketlerinin merkezi İstanbul’dur. Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 50’si İstanbul merkezli firmalardan geliyor. İstanbul, Türkiye’den tüm dünyaya en hızlı ihracatın yapıldığı şehirdir. Lojistik üssü, finans merkezi. 100 bine yakın ihracatçı firması var. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşundan 150’den fazlası İstanbul’da bulunuyor. Türkiye’de 80 ilin büyümeye katkısı sıfır olsa da İstanbul ek maliyetle büyümeye katkı sağlayan bir il. 2021’de yüzde 4 büyümeye katkı sağladı. Bugün 15 milyon 907 bin kişinin ve ülke nüfusunun yüzde 18,7’sinin yaşadığı İstanbul’un ülke dış ticaretindeki ağırlığı bunun çok üzerinde. Küresel ticaretin nadide merkezlerinden biri konumuna ulaşan İstanbul’daki firmalar, çalışmalarını tüm dünyaya ulaştırmaya devam ediyor. Bu nedenle İstanbul’un ekonomik büyüklüğü asla tartışılamaz.
JAPONYA’NIN BİZİ HER ZAMAN SARSAN İNŞAAT TEKNİĞİ UYGULANMALIDIR
İstanbul özelinde bahsetmiyorum, Türkiye genelinde fay hattı üzerinde bulunan ülkemizde sürekli depremlerle sarsılan Japonya’nın uyguladığı yapı yapım tekniklerinin de zorunlu da olsa uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda Japonlar taishin, seishin, menshin; kolon ve duvarların yeterli kalınlıkta olması, şok kuvvetini absorbe eden amortisör kullanılması gerekliliği, binanın zemin ile temasını kesen izolatör teknolojisinin kullanılması. Elbette bunlar sağlam bir temel çalışması ile yeni bina yapılarında kullanılacak teknolojilerdir. Kentsel dönüşümde ve yeni bina inşaatlarında bu teknolojiler bir zorunluluk olarak uygulanmalıdır.
Türkiye genelinde deprem kuşağında olan 6 milyon 700 bin riskli konut var. Bu konutların 1,5 milyonu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından dönüşüm kapsamına alındı. Dönüşüm için konuşulan para 2.3 trilyon TL. Büyük sayı. ölelim mi tabii ki hayır. Belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, iş makinaları tedarikçileri ve üreticileri için sorumluluk alacak herkes dayanışma içinde seferber olacak.
İSTANBUL’UN SAHİL ŞERİDİ KUZEYE TAŞINACAK
İstanbul Avrupa yakasında 74, Anadolu yakasında 18 bölge kentsel dönüşüm ve risk alanında bulunuyor. 99 depreminden sonra yapılan binalarda yaşayan insanımızın oranı yüzde 22. Yüzde 78’i 99 depreminden önce yapılmış eski evlerde yaşıyor.
İstanbul’un özellikle Marmara’daki fay sınırlarına yakın olan kıyı şeridi kuzeye kaydırılmalı, terleyen alanlar turizm ve tarıma ayrılmalıdır. . İstanbul’un en yoğun nüfusu burada ve en eski kentleşmeler burada ve maalesef ekonominin kalbi bu kulvarda. Felaket gelip buraları yağmalasın diye, Allah rızası için, insanlar ölsün diye neyi bekliyoruz? O gün bugündür diyerek hızlı hareket etmek gerekiyor. Çünkü Allah korusun İstanbul’da hazırlıksız yakalandığımız bir depremin etkisi savaştan daha büyük. Ukrayna-Rusya savaşında bir yılı geride bıraktık. Ağır öldürücü silahların kullanıldığı bu savaşta 10 bine yakın sivil hayatını kaybetti. Kahramanmaraş depreminde bugüne kadar 40 binden fazla canımızı kaybettik. 20 milyonluk şehrin yıkıldığını düşünmek istemiyorum. Savaştan beter olurduk ve aynı zamanda bir beka sorunu olarak karşımızda dururduk. Çünkü İstanbul durursa Türkiye durur.
